Ürologtur tahminimce. Sonuçta para alan taraf değişiyor.

Şu başlığın altında birde bunu yapan halkı adeta aferin diye tebrik eden, kanı bozuklara sesleniyorum. Ne kadar bilgisiz olduğunuzu bu kadar ortaya dökmeyin zira emir neyse o uygulanır ölün diyorsa ölüme gidilir. Aralarında darbeye gittiklerinden haberi bile olmayanlarının, suriyeye gidiyorsunuz diye yola çıkartılan taburların olduğunu bilmeden bunları haklı görmeyin. Bu kadar kör ve cahil olup birde üstüne insanlar bunları anlattığında üç maymun oynamayın. Gözünüzü açın, oyuna gelmeyin, galeyana gelmeyin. Kurunun yanında yaşıda yakarken milletin askerin günahına girmeyin. Siz bu zihniyetinizi değiştirmedikçe bunları ilerde tekrar yaşamamız kadar doğal birşey olmayacaktır. Birde bombanın etkisiyle titreyen binanın bizi korkudan yerimizden zıpladıktan sonra buna alışmamızın, mermi seslerinin, süper kobraların, jetlerin kulaklarda bıraktıkları uğultularına yarattıkları bomba etkisine camlar patlamasın diye açık bırakılmasına, titremesine alışmanın iğrençliğini düşünün bunları tebrik etmek yerine.

Askerler hiç bu kadar aşağılanmamıştı. Ne yazıkki bu olaylar bugün bittiğinde yirmi yıl sonra yeniden yaşanacak. Kurunun yanında yaşta yanıyor lafı hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı. Suriyeye diye yola çıkan darbeye çıktıklarından haberi olmayan askerlerinde aralarında bulunduğu. Askerin kafasını kesip cinayet işleyerek bunun günahını bile düşünmeyen, soysuzlara sesleniyorum. Sen ve senin boş zihniyetin beşer çocuğu yaptıktan sonra o çocuklarında beynini yıkayıp eğer kendin gibi evlat yetiştiriceksen, seni koruyana düşman ediceksen ve geldiğiniz galeyanın, içinde bulunduğunuz oyunun farkında değilsen seni hak'ka havale ediyorum. zira kafa kesmeye bu kadar meraklıysan, suçlu suçsuz asker evladına taş atmaya bu kadar meraklıysan sana sesleniyorum, şerefsiz pkklılar dağlarda sürten kanı bozuk haysiyetsizler soysuzlar yani kökleri kuruması gerekenler hala yerlerinde. taşladığınız kafalarını kestiğiniz askerler yerine oraya gidip bir halta yarayarak vatanı savunmanız dileğiyle. zira bu girdiğiniz günahın kapatılır yanı yok. Allah devlete zeval vermesin, bugün kaç defa zıpladım yerimden bombayla kaç defa titredi camlar bilmiyorum, birde evden mermi atan bazı şahsiyetsizleri anlamıyorum. Yukarıdan aldıkları emirleri uygulayan askerlerin ölümüne, aylardır yıllardır verdiğimiz şehitlere ve bir grup soysuzun halkı ezmesiyle verilen kayıba değilde meydanlara çağrısı ve adeta emrine okunan selalar yanlış değil mi? insanları dininden soğutmayın. Bu gösterdiğiniz tepkileri gece 4 te kalkan devlet otobüslerinin doğuya yönelmesi bu aldıkları gazla askere değil pkk'ya ışide bu tepkiyi göstermeleri dileğiyle.

Süper kobranın jetlerle durduğu halayda, oyunbozanlık yapan helikopterin halay başı olup mermiyle mendil sallaması. Jetlerin ardında bıraktıkları bomba etkisi yaratan bas sesiyle harmanlaşmış düğün alayı gibi araba kornaları, evinden havaya silah atanlar şarkı geçişini yaparken çığlıklarla tekbirlerle bezelenmiş meydanlara çağrısı eşliğinde sela.

Ah kusura bakma bir işim vardı onun için yazamadım,
bir arkadaşım mesaj atmışta cevap vermem gerekiyordu,
ne rahatsızlığı biraz yorgunum uykum var ondan biran gözlerim kapandı,
Ve daha birçok cevaptan birini duymayı bekleyen erkektir.

Sizin "rahatsız ediyorsun desem ne yapıcaksın " demenizi ve min3, max5 cümle sonra konuşmayı bitirmenizi beklemeyen erkektir.

Diyelimki beş altı kişilik bi grupsunuz. Tam tadında bi espiri patlattınız sonra iki kişi dışında herkes gülmeye başladı.

Şimdi öncelikle neden iki kişi. Zaten bi kişi olsa arada kaynayacak o. Bi sağına soluna bakıcak nasıl gülüyorlar, espiri ağır mı, ne derecede komik hangi desilbelde gülmeli önce bunlara karar vericek. Sonra o kadarda saf değilse ne erken ne de en geç gülmeyi bitiricek. ortama göre çaktırmadan hemen sıyrılıcak.

Şimdi gelelim birde bi kişi değilde iki kişi olursa. şimdi bunlar ayrı ayrı tam bu dediğim taktikleri uyguluycakken, aslında 50 saliseden az olan ama onlara bir dakika gelen bakışma sonrası birbirlerine yakalanıcaklar. ikiside espiriyi anlamadı, ikiside birbirini yakaladı. hadi anlamış gibi numaradan gülmeye başlasalar ikiside anlamadıklarının farkında bide tek kişi göze batmasada, iki kişi olunca göze batıp anlamadıkları anlaşılıcak. Birde üstüne numaradan güldükleriyle kalıcaklar tabi şanslılarsa.
Bide şanssızlarsa grubun ağır abisi, hepsindende iyi numara kesen üçüncü şahıs, espiriyi anlasın ya da anlamasın ordan atlayıp "anladın mı da sanki? " diye sorucak ki böylece bu iki arkadaşımız ifşa olucak.
Bunlar tabi daha iyi zamanlar ordanda bi kızımız olaya dahil olup espiriyi anlamayanlara anlatmaya başlarsa ki bence başlamasın uzaklaşın ordan çaktırmadan kaçın, espiriyi yaptığınıza pişman ederler.

185 gündür sözlükte bulunmama rağmen oytunkaran'ın "evet." li cümlelerle sahnelerde boy gösterdiğini tahmin ettiğim başlık. Yine yanıltmadı sayın yazar. 185 gündür değişmeyen yegane şey zihniyet. 11. Nesilli başlıkların biricik yazarı, bıkmamış, usanmamış ve üşenmemiş hala umudu var. Azmin sonunda birşey oluyordu lakin delikli tahta burda ne işe yarar tabi şimdi bilemedim.

''Kuşlarını alıp gidiyor gök.'' ilhan Berk.

Doğan görünümlü şahin.

"Ve bir tren alır dumanını başka gecelerde başka istasyonlara gider."

Küçük iskender.

Ankara'da deniz yoktur.

Yumuşamış kuru incir, diri kalmış ya da erimeye yakın olan kayısıların her yere dağılmışlıklarını seçip, fasulyeye ulaşabilmek için sarfedilen eforun karşılığını alamamak gibi nedenlerden dolayıda sevmiyor olabilir.

Her sabah süpürülen, silinen üçkatlı ev. Her sabah bahçe balkonunda kahvaltı. Baş kumarbaz hacıdedeyle batak, pişti, sinek, tavla keyifleri, güzel havalarda grill, öğlenleri yapılan anneannemin lezzetli yemekleri. Azıcık koydum dediği bir su bardağı yağı olan yaprak sarmaları. Gece yürüyüşleri. evin mis gibi çicek, şeker kokusu. Yüksek ses televizyonu, şekillerine renklerine bayıldığım tükenmez kalemleri. Komşuların kedileri köpekleri.. evet çokça özlüyor insan.

Yapıştırsam da parçalarını hayatımın,
Su sızdırıyordu çatlaklarından.

(bkz: didem madak)

Kaybolmak yalnızlığında şehrin,
Kavrulmak gülüşünde güneşinin.
Kahkahalar dolusu ağlamak bazen
Sebebsiz yere, birçok kere.

Limon ama öylesine sıradan değil. Antalya'da dedemin hatırası limon ağacı. Etrafındaki çukura su doldurup çamurunda oyunlar oynadığımız ve dallarına çıkıp saklandığım, küçükken gözüme koskocaman gelen, şimdilerde ise yaşlandığını hissettiğim limon ağacı. En sıcak günlerin güneşinde kavrulan, dolu dolu meyve veren bir limon ağacı.

Sinürlü müsün?

zengin bir arkadaşım balığı ekmekle mi doyuruyorlar demişti. Bilemedim. Ne yapsak pastırma, jambon mu versek.

Julie Bergan - rude.

Bir deli ruh.